Turizmin Potansiyelinin Sosyolojik Etkileri
Turizm, insanlar tarafından keşifler, kendi ilgi alanları doğrultusunda yapılan ve amaçları değişken olan seyahatlerin geneline denilebilir. Konuya psikolojik olarak bakarsak turistik seyahatler insanlarda hep yenilik ve keşif duygusunu uyandırır, gezginler bakımından ise ruhu doyurucu bir etkinliktir. Bu yüzden insanların fiziksel olarak hareket etmeleri ve egzersiz yapmaları gibi ihtiyaçlara paralel olarak ruhlarını ve keşif arzularını tatmin edecek seyahatler dopamin seviyelerini her zaman yükseltmiştir. Bu bağlamda turistik seyahatlerin genel olarak mutluluk verdiğini söyleyebiliriz. Hatta turistik seyahatleri sırasında birçok konuda ilham alan, problem yaşadıkları herhangi bir konu hakkında düşünmek için turistik seyahatte geçen süreyi kullanan insanlarda dopamin seviyesinin yükselmesinden dolayı yaratıcılık artar. Bu kanının bizi ulaştırdığı sonuç ise; seyahat ettiğinizde varılan yerden çok yapacağınız seyahat bizi heyecanlandırır aslında. Varacağınız destinasyonda nelerle karşılaşacağınızı bilmeden yaptığınız seyahat, duygusal keşifleri de barındırdığı için 7’den 70’e herkese iyi gelir.
Dünyadaki gezginlerin psikolojisine baktığımızda ise sosyoekonomik imkânlar elverdiğince neredeyse insanların çoğunun seyahat etmek istediklerini görüyoruz, ilgi alanlarına göre bu rota kültür turları, yaz tatilleri veya iş seyahatleri olarak değişebiliyor. Bu yazımızda ise konuya daha önce hiç turistik faaliyetler barındırmayan fakat daha sonra medyadaki ilginin artmasıyla birlikte bir anda turistik bir şehre dönen Mardin’i ele alacağız. Aslında geçmişte buna benzer bir örnek var; iç Anadolu’da bulunan Kapadokya bölgesi daha önce insanların kırsal alanda yaşadığı, mağaraları evlerinin mahzeni veya kileri olarak kullandıkları bir alandan oluşmaktaydı ve şu anda lüks mağara süitlerinin yapıldığı otel bölgeleri ve mağaralar hiç pahasına denilecek fiyatlarla el değiştirmekteydi. Bunun bir örneğini de eski Mardin yerleşkesinde bulunan tarihi konaklarda görüyoruz bu konaklar 2000 yılı öncesinde metruk, insanların kurtulmak istediği ama baba yadigârı olduğu için hem satamadığı hem de bakımında zorlandığı yerler olmuştur. Apartman dairesinin dörtte biri fiyatına eski Mardin’de bir konak sahibi olabilirdiniz, fakat turistik ilginin artması eski Mardin’deki bu konakların kafe-hotel -restoran gibi turistik tesislere dönüştürülmesi ve bu dönüşümün ardından para kazanabilecek birer işletme haline gelmesi işleri tersine çevirmiştir. Şehir insanları en başlarda bu turistik ilgiyi beklemedikleri için tabi ki garipsedi fakat insanların artan ilgisini gördükçe yaşadıkları şehrin değerini anlamaya başladılar ve bu da Mardin’den batıya göçü tersine çeviren bir dalgaya dönüştü. Turizm destinasyonlarında en önemli konu gezginlerin vardıkları lokasyonda karşılaşacakları hizmetin kalitesi ve niteliği idi, Mardin en başlarda tabii ki bunu istenilen seviyede karşılayamadı fakat yerel halkın sıcaklığı ve samimiyeti insanların kalbine kazındı ve yıllar geçtikçe tekrar ziyaret etme nedenleri işte bu hoşgörü ortamı oldu. Turizm acemisi olan bu şehir artan potansiyelle birlikte daha fazla yatırım ve ilgi çekmeye başladı, bu yatırımlar her ne kadar halen zayıf kalsa da Mardin’i geleceğin Kapadokya’sı olarak düşünebiliriz. Bundan on yıl sonra Kapadokya gibi bir potansiyele sahip olacak ve bu destinasyon insanların gelmek için aylarca önceden rezervasyon ve planlama yapacağı bir yer haline dönüşecektir. Yerel medya bu konuda aslında iyimser bir tavır ile ziyaretçi sayılarını her ne kadar abartsa da Mardin’in gerçek ziyaretçi sayısı yılda 1 ila 1,5 milyon arasındadır. Bu sayının düşüklüğü bize aslında Mardin’in taşıdığı potansiyel hakkında ipucu vermektedir. Mardin’i on yıl arayla ziyaret eden misafirlerin değişimi kendi gözleriyle gördüklerinde 10 yıl daha zaman geçince olabilecekleri ve potansiyelin hep yukarı doğru gittiğini fark ederek, beklenmedik insanlardan beklenmedik alanlarda yatırımlar yapıldığını görüyoruz. Bu da şehrin bilinirliğini ve aslında potansiyelinin doğruluğunu açığa çıkarmakta.
Kültür ve Turizm bakanlığı Türkiye içerisindeki turistik destinasyonları belirli bir önem sırasına koymakta ve bu önem sırasında birinci sırada tahmin edeceğiniz gibi Kapadokya yer almakta fakat bu destinasyon yeterli doygunluğa ulaştığında hem ulusal popülasyon hem de Türkiye’ye gelen yabancı gezginler yeni destinasyon arayışına girecek ve bu noktada da Mardin hemen ön plana çıkacaktır. Çünkü bu şehir Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Mezopotamya’da yer almasına rağmen etnik yapısından ödün vermeden moderniteye hızlıca uyum sağlıyor. İster kâşif, ister eğlence arayışında olun Mardin tüm taleplerinize karşılık verecek ve bu şehrin insanının gelişen vizyonu bölgeyi Türkiye turizm destinasyonları arasında öne çıkaracaktır. Şehrin sanatsal ve kültürel faaliyetlere yatkın yapısı, daha fazla etkinlik ve organizasyona ev sahipliği yapmasını sağlamaktadır. Yerel halkın sanatsal ve kültürel etkinliklere bakış açısı pozitif yönde evirilmektedir, bu da mevzubahis etkinlikler için şehri popüler bir destinasyon haline getirmektedir. Gelecekte yapılması planlanan kültürel etkinliklerin zemini hazır olup, Mardin turu, kültür ve gastronomi anlamında dünyada önemli bir yere kavuşacaktır. Bu potansiyeli deneyimlemek ve aslında bu şehrin ne kadar bakir bir destinasyon olduğunu görebilmek için sizi Mardin’e bekliyoruz.